Gökten Gelen Işıktan, Yeryüzündeki ve Yeraltındaki Işıklara Selam Olsun..

24 Mayıs 2014 Cumartesi

6. Tortuguero Anıtı ve Maya Takvimi Bitiş Tarihi


6.Tortuguero Anıtı ve Maya bitiş tarihi

 1993 senesinin sonlarında doğru, bağımsız olarak Maya takvimi araştırmalarıma başladığımda, söz konusu “bitiş tarihinde” neler olacağının tanımını yapan eski Mayalara ait tek bir yazıt bile bilinmiyordu. Bilinen tek şey Uzun Sayımın başlangıç gününü tarif eden ve İlk Baba’nın “dünya ağacını ayağa diktiğini” söylediği Palenque yazıtları gibi bazı yazıtlardı. Bu bilgi kirliliğine bakmaksızın dokuz evrim düzeyi, Dokuz Altdünya ve de kendi dalga hareketlerini oluşturan çeşitli Gece ve Gündüzleri kapsayan teorimi geliştirmeye başladım. Kısacası, önemli Maya piramitlerinin dokuz basamaklı olarak inşa edilmesinin, bu basamakların her biri yedi gündüz veya yedi yaratıcı tanrı tarafından yönetilen, dokuz yaratılış seviyesinin sembolü olmasından ileri geldiğini öne sürdüm. Ardından, böylesi bir modeli dayanak olarak aldığımızda muazzam miktardaki tarihi olayın, kozmik enerji değişimlerinin sonuçları olarak algılandıklarında bir anlam ifade ettiğini keşfetmiş oldum. Elbette bu durum tıpkı Maya Piramitlerinin bazılarının arkalarının düz olması gibi, bu dokuz seviyenin hepsinin de aynı tarihte sona ereceği şeklinde görülürse gerçek olarak algılanabilir. Bu nedenle enerji değişimlerine yönelik böyle bir anlayışın, Maya'ların kehanet geleneklerinin temelini oluşturduğu aşikardır. Tabi ki bu durum Maya takvimini ve ona bağlı çeşitli tanrıları batıl inanç olarak gören geleneksel Maya Biliminin onu yorumlayış biçiminden uzaktı. Sonuçta farklı bir bilimsel gelenekten geliyordum ve de öncelikli ilgi alanım Maya zaman döngüleri ve bununla ilişkili tanrıların gerçeğin birer yansıması olup olmadığıydı. 

Yetmişli yıllarda bilimsel kariyerimin henüz başlarındayken, Stockholm Nobel komitesi üyesi olan birisinin akıl hocalığı sayesinde, tartışmasız en yüksek seviyeden bilimin nasıl çalıştığını dolaylı dahi de olsa görmüş oldum. Bunun anlamı, onları onaylayacak deneysel bulgular ve sürekli yapılan deneysel kontroller olmaksızın safi “inançlardan” türetilmiş teorilere sıfır taviz göstermek demek oluyordu. En azından mesleki açıdan bu durum, o zamandan beri akıl yürütme yöntemime yön vermiştir. Bu yönteme göre de, bazı insanların İsa'nın 25 aralıkta doğmuş olduğuna veya Maya Takviminin 21 Aralıkta biteceğine dair olan inançları, gerçekte bunların doğru olduğunu kanıtlamaz. Dokuz kadar Altdünya'nın varlığı düşüncesi, Maya takvim sisteminde uzun bir süreden oluşan (tamı tamına 5, 125 yıllık uzun sayım) tek bir döngünün olduğunu savunanlar tarafından uzunca bir süre reddedildi. Ne var ki o zamanlar bile Mayaların evrimin dokuz basamağını benimsediğini gösteren ipuçları vardı. Mesela Uzun Sayımın, Altıncı basamak olduğu anlaşılan Altı-Gök-Tanrı'yla zaman zaman ilişkilendirildiği bilinmekteydi ve ilki Hablatun'la başlayan dokuz seviyeli zaman dilimleri olduğuna işaret edilmekteydi. Her ne kadar kimileri tarafından yeterince usle uygun bulunmamış olsa da bu Dokuz seviyeye ait göstergelere dayanarak, insanlık tarihi tarafından deneysel olarak doğrulanabilen kendi teorimi öne sürdüm. Bir süre sonra, 1996 yılında, Maya bilimciler Palenque'nin yalnızca 50 km batısında bulunan ve benim evrimin dokuz seviyesi modelime daha çok destek olacak olan Tortuguero'daki 6 numaralı anıtı deşifre etmeye başladılar. M.S 670 civarında yaşamış olan bir Maya kralının bakış açısına dayanarak dahi olsa da, ilk defa söz konusu bitiş tarihinde neler olacağına işaret ettiği sanılan bir yazıt keşfedilmiş oldu. Tortuguero Anıtı 6’da Bolon Yookte’nin inişini tanımlayan yazı parçası. Sven Gronemeyer’in çizimi. Bu yazıt 2006 yılında daha geniş kitlelerin dikkatini üzerine çekmiştir. Maya kabartmaları uzmanı olan David Stuard'a göre yazıtın son tahlilde ki okunuşu şu şekildedir: Tzuhtz-(a)j-um u(y)-uxlcuun pik (ta) Çan Ajav ux (-te') Uniiv. Uhht-um ? Y-em(al)?? Bolon Yookte' K'uh ta? Türkçesi ise şöyledir: “Onüçüncü 'Bak'tun” Dört Ahau, Uniiw (K' ank'in)'de sona erecektir. ? meydana gelecektir. (Bu) Dokuz destekleyici Tanrının gökten inişi(??) meydana gelecektir. Bu tür eski yazıtlarda sıkça rastlandığı gibi kabartmalar kısmen silinmiş olduğundan (ki burada durum böyledir) kısmen ise anlamları muğlak olduğundan okunmaları zor olabilmektedir. Bizce buradaki kritik nokta, bitiş tarihinde “gökten ineceği” ifade edilen Bolon Yookte adlı ilah veya ilahlardır. Bunun nasıl yorumlanacağını bilebilmek için öncelikle Maya ilahları hakkında iki şeyin bilinmesi çok önemlidir. İlki bunların az veya çok birer “kişi” gibi davrandıkları görülen Romalı veya İskandinav tanrılarında olduğu gibi kişileştirilmemiş olduklarıdır. Bunun yerine Maya (veya Aztek) tanrıları tipik olarak belirli bir zaman dönemiyle ilişkili kozmik bir gücü sembolize etmekteydi ve bu halkların mitolojileri gerçekten de son derece ileri seviyede gayrişahsi olan kozmik ilişkileri tarif ederdi. Bu yüzden aslında belirli günlerle ilişkilendirilen ilahlar olan eski Maya burçlarının “gün-tutucular” tarafından nasıl günümüze taşınmış olduğunu biliyoruz. 

Zaman birimleri, tanrılar ve günlük burçlar az veya çok değişken olup nasıl yorumlanacakları hangi bağlam içinde kullanıldıklarına bağlıydı. İkinci bilinmesi gereken şeye göre, bağlamın bütünü ya da sadece parçaları ifade etmesine bağlı olarak ya bu ilahlar kolaylıkla farklı ilahlara bölünebilir ya da bunun tersi gerçekleşebilir. Dokuz parçalı tek bir ilah veya bütünü oluşturan dokuz parça olarak da görülebilen Bolon Yookte'deyse durum neredeyse kesinkes böyledir. Bolon Yookte aynı zamanda hem bütünü temsil eder hem de dokuz parçadan oluşur çünkü Maya kozmolojisi özünde holistik (bütünsel) olup yaratılıştaki herşeyi birbiriyle bağlantılı olarak görür. 2006 yılında John Major Jenkins Bolon Yookte'yle ilgili önemli ve ilginç bir makale yazmıştır: “6. Tortuguero Anıtı ve Bolon Yookte Ku'nun 2012 bölümü üzerine yorumlar”, http://edj.net/mc2012/bolon-yokte.html. Jenkins bu yazısında yukarıda adı geçen yazıta göre Maya bitiş tarihinde gökten ineceği varsayılan Bolon Yookte adlı bu ilahla ilgili epigrafik bir bilgi özeti verir. Bunların yanısıra Gillespie ve Joyce'un, Bolon Yookte'nin "Dokuz basamağın Tanrısı" olarak adlandırıldığı ve bu ilahın meşhur Yedi Tanrı'nın Vazosu'nda da görülebileceği üzere yaratılışın başından beri var olduğundan bahsettikleri makelelerine de değinir. Bolon Yookte'nin Altdünyalar, savaş ve çatışmalarla ilgili olduğunu söyleyen Eberl ve Prager'a da değinir. Tüm bunların gerçekte bizlere anlattığı, dokuz basamaklı evrim ila dokuz Altdünyanın yapısal olarak yaratılışın başından ya da modern terminolojideki ifadesiyle Big Bang yani Büyük Patlamadan beri var olduğudur. Dolayısıyla, 6. Tortuguero Anıtı ve Jenkins'in bu yapıtın anlamıyla ilgili yapmış olduğu çalışmalar, on beş sene önce öne sürmüş olduğum teoriyi mükemmel biçimde doğrulamaktadır. Bolon Yookte, Dokuz Altdünya tarafından tetiklenen evrimin Dokuz seviyesidir. Bu dokuz Altdünya ise, meşhur Maya Vazosunda da aşikar olarak görülebileceği üzere, Yaratılışın Yedi Tanrısı'yla (Yedi GÜNDÜZ) ilintilidir. Ayrıca tarihten de bildiğimiz gibi tüm bu Altdünyalar, kozmik enerji sıçramalarının aynı zamanda güç dengelerinin değişmesine dolayısıyla da savaş haline sebebiyet vermesinden ötürü, çatışma ve savaşla ilintilidir. Kanımca, Maya İlahları arasında varolan bu ilişki, gerçekliği muazzam miktardaki deneysel bulguyla da onaylanan bir evrim modelini sunmaktadır bizlere. Bu bilgi, gerçeklikle olan bağlantısı nedeniyle sadece mitolojik bir ilişkiler ağı olmanın çok ötesinde, günümüzde insanlık için hayati bir öneme sahiptir. Bu yazıtın anlamı, bitiş tarihinde yalnızca bir değil dokuz kozmik kuvvetin tezahür edeceği ve de bunların Dokuz Basmağın Tanrısı Bolon Yookte'ye atfen dokuz basamaklı bir piramit tarafından temsil edilmekte olduğudur. Jenkins'in makalesindeki Bolon Yookte'nin, yakında yayınlanacak olan kitabım “The Purposeful Universe”(Anlamlı Evren)'de de mitten öte bir gerçek olarak gösterilen Dünya Ağacı'yla ilintili olduğu açıkça görülebilecektir. Tortuguero Anıtı’nın ışığında Dokuz Altdünya ve On üç Üstdünya modelinin ancak, sadece gerçek Maya Yazıtlarını değil aynı zamanda Maya takvimi siteminin gerçeklikle olan bağını gösteren muazzam miktardaki deneysel bulguyu da gözardı eden biri tarafından reddedilebileceği kanısındayım. Oysa bu göstergeler bütünlüğü kabul edildiğinde, Maya'ların evrimi ve onun biyolojik ve tarihi gerçeklikte oynamış olduğu rolü kavramamızı sağlayacak biçimde, mitolojilerindeki ilahların, zaman birimlerinin ve kozmik enerjilerin nasıl yer değiştirmiş olduklarını daha kolay görebileceğiz. Tikal'daki Jaguar piramitinde sembolize edildiği üzere Bolon Yookte ya da Dokuz Altdünyasıyla Dokuz basamaklı Tanrı. Dokuz Altdünyaların hepsi aynı zamanda tamamlanacaktır: “Bolon Yookte gökten yeryüzüne inecektir”. İşte bu eşzamanlı olayı sembolize etmesi için Piramidin sırtı düz inmektedir. Yazar tarafından fotoğraflanmıştır. 

 Şu anda evrimin sekizinci seviyesinde olup yakında bir adım ileri giderek dokuzuncu seviyeye yani Evrensel Altdünya'ya sıçrayacağımızdan, eski Maya'ların yaratılışın sonunu dokuz farklı ilahın gökten eşzamanlı inişi veya dokuz kozmik kuvvetin tezahürü olarak gördüğünün Tortuguero yapıtına dayanarak onaylanmasının tam vaktidir. Artık birçok insanın geleceğinin, bu dokuz seviyenin enerjisinin tam olarak nasıl bir rol oynayacağının bilinmesine bağlı olduğunu söylemek abartılı olmaz. Bu nedenle evrimin bu temel yapısını, Dokuz Altdünya ila On üç Üstdünyayı ve de yaratılışın farklı dalga hareketlerinin tam aktivasyon tarihlerini bilmek bundan böyle hayati bir öneme sahiptir. Bundan ötürü dokuz ilahın eşzamanlı olarak bitiş tarihinde gökten ineceği (dokuz kozmik kuvvetin tezahürü) olgusu artık uygunsuz bir fikir olmaktan çıkmış, aksine 6. Tortuguero Anıtına verilebilecek tek anlamlı açıklama haline gelmiştir. Bunun bir başka anlamıysa, Tortuguero Anıtında adı geçen Bolon Yookte'nin yalnızca belirli bir tarihte meydana gelen tek bir olaydan ibaret olmadığıdır. Bunun anlamı aslında Jenkins'in de belirttiği gibi Bolon Yookte'nin o esnada orda olduğu Büyük Patlama ya da evrenin başlangıcına geri döneceği ve de her biri Yaratılışın Yedi Tanrısı tarafından yönetilen (her Altdünya'daki Yedi Gündüz) birbirinden farklı dokuz dalga hareketinden meydana geldiğidir. Bu yüzden Maya takviminin anlamıyla ilgili her türlü tutarlı teori, uzunluğu 16.4 milyar yıla uzanan böylesine uzun soluklu evrimsel süreçleri de hesaba katmalıdır. Bu olgu çok daha geniş bir bağlamda anlaşılabileceğinden, ciddi araştırmacıların dikkatlerini tek bir günden yani bitiş tarihinden çekmeleri gerekecektir. Bu perspektiften bakıldığında özellikle de birçok Amerika'lı “2012 uzmanının” kendilerini, yakında vizyona girecek olan 2012 adlı Hollywood filmiyle benzer bir şekilde, tek bir günle yani Aralık 21'le ilişkilendirdikleri kutupların yer değiştirmesi, galaktik hizalanma, volkanik patlama, göktaşı yağmuru, güneş ışını yayılımı gibi bir dizi fiziksel olaya veya bu tek günde olabileceklere dair (çoğunlukla da sağlam bir dayanağı olmayan) bir takım fikirlere adamış olmaları bir problem olarak görülmektedir. Özellikle de Tortuguero Anıtının ışığında, böylesi fikirlerin tüm mantıksızlığı gösterildikten sonra Maya takvimi adına bu Anıtla tutarlılığı olan evrimsel bir modeli dikkate almalarının zamanı gelmemiş midir? “2012” meselesi uzun bir süredir sahte bilimin oyun alanı olagelmiştir ve hiçbir dayanağı olmayan birçok “tek gün” iddası da Maya Takviminin bitiş tarihi senaryosunun gerçekten de insan bilincini etkileyen süreçler neticesinde meydana gelen sosyo-ekonomik dönüşümlerden ibaret olduğu gerçeğini bulandırmaktadır. Nasıl olsa bu, yalnızca gözlemcisi olacağımız jeolojik ve astronomik olaylarla ilgili olmaktan çok, bizim yeni bir dünyanın doğuşunu nasıl birlikte yarattığımıza ve de insanların kendilerine bağlıdır. Önceden de belirtmiş olduğum gibi 28 Ekim 2011'i savunan hiç kimsenin bu tarihin “dünyanın sonu” olduğunu savunmamış veya asla savunma meyli göstermemiş olmasının bir sebebi vardır. Bu sebep, bu tarihin organik olarak evrimsel bir süreçten doğmuş olması ve de hiçbir gerçek veya gerçek görünümlü fiziksel veya astronomik olayla ilintili olmamasıdır. Bu tarih yalnızca evrenin, başlangıcından itibaren dokuz önemli kuantum sıçrayışından sonra en yüksek enerji düzeyine erişecek olmasıdır. Bundan ötürü bu tarihin dünyanın sonu anlamına gelmesi için hiçbir sebep yoktur. Bolon Yookte'nin yeryüzüne tamamen inmesi sadece evrimsel bir tamamlanma noktasıdır. Öte yandan tekil 21 Aralık 2012 tarihiyle ilişkili olduğu iddia edilen birçok olay göz önünde bulundurulduğunda, dünyanın sonuyla ilgili spekülasyonlara davetiye çıkarılması hiç de şaşırtıcı değildir. 

Bitiş tarihinin kutupların yer değiştirmesi veya gamma ışını patlamalarıyla ilgili olduğunu öne sürdüğünüz taktirde, insanların bunun dünyanın sonu olduğunu düşünmesinden doğal ne olabilir ki? Fiziksel olayları öne sürmek, gerçekleşmek üzere olan asıl dönüşüme dair popüler medyanın korku ve ümitsizlik yaratmasını istemek olacaktır. Bundan ötürü, tek bir günde meydana gelecek olaylardan değil de, dokuz evrimsel kuvvet bileşkesinin tamamlanışından yani Bolon Yookte Ku'dan söz eden eski Maya'ların anlayışlarından edinilecek kazanımların gözardı edilme durumunda geniş kitlelerin acı çekeceğini düşünüyorum. 21 Aralık 2012'e odaklanan tüm bu kafa karıştırıcı bilgiye rağmen insanların gerçek bitiş taihi olan 28 Ekim 2011'le hizalanmaya başlayacakları hissindeyim. Bunun, insanların enerjik bitiş tarihinin mantıksal olarak 13.13.13.13.13.13.13.13.13.13 Ahau (Işık) olduğunu düşünmelerinden dolayı, veya Hıristiyan Kilisesinin İsa'nın doğum gününü 25 Aralık olarak uydurması gibi 4 Ahau'nun da politik oyunlarının bir ürünü olduğunu fark etmeleri ile olacağını sanmıyorum. Bunun yerine insanlar 28 Ekim 2011 tarihini kabul edecekler, çünkü bu tarihe göre olan ve kendilerinin de deneyimlemekte oldukları özellikle sosyo-ekonomik alanda gerçekleşen enerjisel dalga hareketlerini görmezlikten gelemeyecekler. Yine de yeni bir dünyanın doğuşunu bilinçli olarak birlikte yaratmak isteyenler için, kozmik enerjilerin 28 Ekim 2011'e kadar nasıl bir seyir izlediğinin bilgisi önemli bir araç olacaktır. Bunun tek sebebi böylesi bir bilginin yoksunluğunda yeni bir dünyanın nasıl doğacağı ya da bunun nasıl zamanlanmış olduğunun bilincine varılamayacak olmasıdır. Bu enerjilerin aktivasyonu ve bunların Galaktik ve de Evrensel Altdünya'daki hazırlık süreçleri her zaman olduğu gibi çok kesin bir tarihte gerçekleşecektir. Ta ki Bolon Yookte veya Dokuz Altdünya tezahür edercesine “gökten yere inip”, tamamıyla tezahür edip, bir barış milenyumunun temelini atıncaya yani Çağların Değişiminin sonunu getirinceye kadar. 

 19 Ağustos 2009 (6 Ahau), Seattle Carl Johan Calleman Çeviri: Ayşegül Özpınar Düzelti: Fatih Keçelioğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder