Gökten Gelen Işıktan, Yeryüzündeki ve Yeraltındaki Işıklara Selam Olsun..

2 Haziran 2014 Pazartesi

Aynalık Enerjisi


Aynalık Enerjisi


Aynalık enerjisi, ruhsal tekamülümüzde korkularımızın farkındalığına hizmet eden karma prensibi kadar önemli bir araçtır. Aynalık, Evren'deki çekim kanununu anlatır. Bu kanun, "herşey, benzer olanı kendisine çeker" ifadesidir. Evren'de hiçbirşey tesadüf, şans veya şansızlık değildir. Bizim içsel enerjimiz hergün hayatımızdaki sahneleri yaratan yegane kaynaktır. Bizlerin tesadüf diye adlandırdıkları evrensel anlamda çekim kanununun bir yansımasıdır. Biz içsel enerjimiz neyse, dışarıda da onu yaşarız. Bu anlamda, hayatımıza giren insanlar da bir şans oyunu sonucunda orada değildirler. Hayatımıza bir şekilde dokunmuş olan her insan, çekim yasası sonucunda bir aynalık göreviyle oradadırlar.

Peki bu aynalık enerjisi benim ruhsal gelişimim için neden önemlidir?
Kızdığım, öfkelendiğim, üzüldüğüm olayların bana korkularımı gösteren bir sahne oluşu gibi, başkalarında gördüğüm ve beni rahatsız eden, kızdıran, "ben böyle insanlardan hiç hoşlanmıyorum" diyerek, bir istememe, beğenmeme duygusuyla tarif ettiğim her tasvir de benim içsel enerjimi bana göstermek için hayatıma girmiştir. Çevremde "ne kadar inatçı", "ne kadar bencil", "ne kadar düzenbaz" şeklinde, bir negatif duygunun eşliğinde sıfatlandırdığım herkes çekim kanunu gereği bana beni göstermek üzere aynalık enerjisiyle hayatıma girmiştir.Bu biliş hayatımıza yeni bir farkındalık getirir.



Hatta aynalıklarımızdaki her farkındalığımız içsel enerjimizi hemen o anda yumuşatır ve ilahi sevgiyle uyumlu hale getirir. Çünkü aynalık enerjisi sadece bizim içsel farkındalığımıza hizmet eder. O, onu fark ettiğimiz ve kabul ettiğimiz anda kendiliğinden hayatımızdan çıkmaya başlar. O güne kadar kendimizdeki varlığını reddettiğimiz tüm var olma halleri, onları kabul ettiğimiz anda büyük bir dönüşüme girer. Aynalık enerjisi, bize Evren'in "bak, sen yalan söylüyorsun", "bak, sen inat ediyorsun", "bak, sen insanları aldatıyorsun", şeklindeki mesajlarıdır.

Aynalık Dönüştürme Meditasyonu:Aynalık enerjisinin dönüşümü kabul enerjisinde yatar. Bir kez aynalığınızı bulduğunuzda onu kabul ettiğinizi ve onu sevgiye dönüştürmeyi başlattığınızı beyan etmeniz dönüşümü büyük ölçüde hayatınıza sokacaktır.

Örneğin; hayatınızda sık sık bencil insanlarla karşılaştığınızdan şikayetçi olabilirsiniz. Bu deneyiminizi sevgiye dönüştürmek için öncelikle bu durumun ve bu şekilde sıfatlandırdığınız kişilerin sizin kendi içsel enerjinizin bir aynası olduğunu kabul etmeniz gerekir. Daha sonra, meditasyon halinde -yatar veya oturur vaziyette gözlerinizi kapatıp, derin bir nefes aldıktan sonra- üstbeninize "ben nerede, ne zaman, kime karşı bencillik ettim, veya ediyorum?" diye sorarak, ondan bu anlarınızı sizin gözünüzün önüne getirmesini talep edebilirsiniz. Gelen hatıralarınızda kendinizi bencillik yaptığınız için affettiğinizi beyan edip, sonra da karşınızdakini size yaptığını düşündüğünüz şey için affetmenizi öneririm (Bunun için bu kitapta yer alan "Kendini Affetme", ve "Başkasını Affetme" meditasyonlarında yer alan cümleleri kullanabilirsiniz). Sonraki adımda bencilliğinizi bırakma kararınızı Evren'e beyan ederek bu içsel enerjinizi serbest bırakabilirsiniz.

Şu cümleleri kullanabilirsiniz:

Ben bencil olduğumu kabul ediyorum. Ben bencilliğimi şu anda sevgiyle bırakıyorum

diyerek onun tüm bedeninizden sıyrılıp gittiğini imgeleyebilir veya hissedebilirsiniz. Bunu yaparken şu cümlelerin tekrarı bu dönüşümü kolaylaştıracaktır.

Bencillik benim özüme ait değil. Ben bencil olma huyumu/enerjimi şu anda bırakıyorum.

Ben özümdeki koşulsuz sevgiyi seçiyorum.Bu çalışmayı, diğer çalışmalar gibi gözü kapalı bir şekilde çalışmanızı tavsiye ederim. Dönüşüme odaklanmanız ve egonuzun türlü zihin oyunlarıyla araya karışmasına mani olmanız için bu meditasyonu biraz görselleştirebilirsiniz.

Örneğin, aynalık enerjisinin farkındalığıyla kendinizde olduğunu tespit ettiğiniz negatif huyların, alışkanlıkların veya davranış biçimlerinin bedeninizden sıyrılarak pembe bir ateşe bırakılmasını imgeleyebilirsiniz. Bu enerjileri bırakışınızdaki kabul derecenizi, meditasyondaki sıyırma ve pembe ateşe atabilmeyi kolayca yapabilme halinizle anlayabilirsiniz. Bazı huy ve alışkanlıklarınızı bir günde bırakmanız mümkün olmayacaktır. Bu huylar uzun bir zamandır bizimle birliktedir ve hayatımızın her anına gizlice saklanmış gibidirler. Bu huylarımızın altında onların var oluşlarını geçerli kılan korkularımız yatar.

Örneğin kıskançlık huyumuzun altında genellikle yüksek bir yetersizlik korkusu yatar. Veya yalan alışkanlığımız belki de suçlanma korkumuz için geliştirdiğimiz bir savunma mekanizması olabilir. Her şekilde, bu huylarımızın bırakılması için öncelikle bu korkularımızın sevgiye dönüştürülerek beden enerjimizden salıverilmelerine ihtiyacımız vardır. Ancak bu şekilde yalan söylemek için zaten içsel bir nedenimiz kalmaz ve bu huyumuz hayatımızdan kendiliğinden çıkar. Bende olmayan bir enerji etrafımda da olamaz, ya da benim algıma girmez. Aynalık enerjisi çekim yasasıyla çalışır. Ben kıskanç değilsem, hayatıma kıskanç insanların girmesi ve benim içsel huzurumu tehdit etmesi mümkün olamaz.

Aynalıklarımızı bulmanın en kolay yolu yazarak çalışmaktır. Özellikle yakınlarınızla ilgili bir liste çalışması yapmanız çok faydalı olacaktır. Örneğin, kardeşinizi nasıl tarif edersiniz?; onun hangi huyları sizi sinirlendirir, rahatsız eder? Bu çalışmayı samimi bir şekilde gerçek duygularınıza sadık kalarak, hiç hafifletmeden ve kendinizi mazur göstermeden yapmanızda fayda var. Çünkü bu çalışmada egonuz yanınızda işbaşı yapmış olacaktır ve sizin kendi içsel farkındalığınızı ve dönüşümünüzü engellemek için elinden geleni yapacaktır. Egonuzun karşısında durabilecek tek anahtar kendinize karşı dürüst olmanızdır.

Bu listeyi yaptıktan sonra, tek tek her madde için kendinize "ben bunu, nerede, ne zaman, kime yaptım?" diye sorun. Bazı maddeler sık sık yaptığımız şeylerdendir. Mesela yalan söylemek gibi. Yalan da diğer huylar gibi bir enerjidir. Bu anlamda evrensel olarak yalanın büyüğü küçüğü yoktur. Evren tek bir gerçeğe bakar, doğrunun olmadığı hal yalandır. Yalan ekmek beraberinde yalan biçmeyi gerekli kılar. Bizler için korkularımızla haklı çıkardığımız yalanlarımız masumca görülebilir ama Evren'de yargı olmadığından yalan enerjimiz kaynağına olduğu gibi dönecektir. Düşüncelerimizden sorumluyuz. Ama ağzımızdan çıkanlardan da özellikle sorumluyuz.

Bazı maddeler için ise, ilk bakışda hayatınızda tam karşılığını göremezsiniz. Mesela eşiniz için "sürekli beni eleştiriyor" şeklinde bir maddeniz olabilir. Oysa belki siz onu hiç de eleştirmiyorsunuzdur. Ama belki içinize dönüp samimi bir şekilde kendinizle yüzleştiğinizde çocuğunuzu sürekli eleştirdiğinizi görebilirsiniz. "Ama o daha küçük, onun yönlendirilmeye ihtiyacı var." şeklinde kendinizi mazur gösterebilirsiniz. Ama evren bunu anlamayacaktır. Evren'e göre siz ne kadar olgun bir ruhsanız, çocuğunuz da o kadar olgun bir ruhtur. Onun sadece zaman zaman sizin rehberliğinize ihtiyacı vardır. Ama eleştirilerinizle onun içsel seçimleri üzerinde baskı kurmanızı Evren desteklemeyecektir. Aynalık enerjisine göre siz çocuğunuzu eleştirmeyi bıraktığınızda eşiniz de bu huyunu ya bırakacaktır ya da size karşı artık kullanmayacaktır. Bu çekim yasasının şaşmaz bir sonucudur. Bazı maddeler ise hayatınızda bir kere yaptığınız bir davranışa aynalık ediyor olabilir.


Örneğin, iş ortağınızın dolandırıcı olduğunu fark ettiniz. Hatta belki de ortaklığınız sona erdi, ama onunla ilgili güçlü bir "o çok dolandırıcı bir insan" hissiniz var. Bir de üstelik, sağdan soldan da sürekli onunla ilgili haberler alıyorsunuz ve her seferinde size yaptığı dolandırıcılıkları hatırlayıp sinirleniyorsunuz. "Ben nerede, ne zaman, kimi dolandırdım?" diye sorduğunuzda iş yaşantınız baştan sona bir dürüstlük sicili şeklinde gözünüzün önüne gelmiş olabilir. Biraz içinizde derinleşmenizi öneririm.


Peki küçükken, mahalle arkadaşlarınızla ortaklaşa top almak için topladığınız paraların bir miktarına gizlice el koymanıza ne demeli? "Ama bir kere yapmıştım; üstelik o zaman küçüktüm!" diyebilirsiniz. Ama içsel enerjimizde olmayan hiçbir davranışı icra edemeyiz. Evren bu gerçeği bilir. Ve o yıllar önce ektiğimiz içsel enerjiyi, birgün işyerimde karşıma getirir. "Peki ama ben bu davranışımı zaten çoktan bırakmışım, şimdi bununla karşılaşıyor olmamın bana ne faydası var?" diyebilirsiniz. Bu durumdaki içsel dönüşümüm biraz daha farklı olacaktır. Bu durumda Evren, kendisine şu mesajı çok içten hissederek vermemizi bekler.


Ben kendi dolandırıcılığımı kabul ediyorum. Ben dolandırıcılığımı şu anda bitiriyorum.

Ben bu kişinin dolandırıcı olmasına izin veriyorum. Arkasından dolandırıcılık yaptığınız olay için kendinizi affettiğinizi kendinize yüksek sesle söylemenizi öneririm (Bunun için bu kitapta yer alan "Kendini Affetme" meditasyonunda yer alan cümleleri de kullanabilirsiniz). Bu beyanı yaparken, kendinizi gözünüzün önüne getirerek kendinize pembe kıyafetler giydirdiğinizi ve kendinizi pembe ışıklar altında yıkadığınızı imgeleyebilirsiniz. Bu imgelemeyle, dolandırıcılığınız nedeniyle kendinize içsel bilişinizle duyduğunuzu kızgınlık enerjinizi de affetme enerjisiyle temizlemiş olursunuz.


Negatif huylarımız, alışkanlıklarımız veya davranışlarımızın sevgiye dönüşmesi için kabul etme ve izin verme enerjisini kullanabiliriz. Bunun için, kendi içsel enerjimizin kabulü ve karşımızda bize aynalık yapanların da olduğu gibi olmalarına izin vermemiz gerekir. Dün ben korkularıma basıldığı bir anda karşımdakini küçümseyerek kendimi değerli kılmış olabilirim; bugün de karşımdaki aynı enerjiyle beni küçümsüyor olabilir. Dün ben kendime verdiğim küçümseme hakkını bugün karşımdakine veriyorum. Çünkü Evren de dün bana izin vermişti. Bugün yanımda çalışan arkadaşımın beni küçümsemesi sadece onun evrendeki aynalık sistemiyle bana benim içsel enerjimi gösterme halidir. Bu farkındalıkla, bana bu huyumu bırakma yolunda fırsat verdiği için onun varlığına şükrederim; onun olduğu gibi olmasına izin veririm. O sadece Evren'in sistemi gereği benim tekamül yoluma hizmet etmiştir. Bilirim ki ben değersizlik korkumu sevgiye dönüştürdüğümde, etrafımdaki insanlarla değer rekabetim ortadan kalkacaktır; bu durumda kimseyi küçümsemem gerekmez. Bende küçümseme enerjisi kalmadığında zaten bugün beni küçümseyen iş arkadaşım ya bu davranışını artık bana karşı göstermeyecek ya da hayatımdan kendiliğinden çıkacaktır. Buradaki kabul ve izin enerjim, benim yeni bir negatif enerji ekmemin önüne geçecektir. Bu olayda; iş arkadaşıma kızmak ve onunla tartışmaya girerek öfke ekmek yerine, onu ve onunla yaşadıklarımı kabul ederek, bu olayı evrenin de niyet ettiği gibi kendi hayrıma kullanmış oluyorum.

Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder