Gökten Gelen Işıktan, Yeryüzündeki ve Yeraltındaki Işıklara Selam Olsun..

8 Eylül 2014 Pazartesi

Auramız Hakında / Auranın Renkleri - Boyu





AURA RENKLERİ

Bunlar, renkler hakkında genel görüşlerdir. En doğru olan yorumlar hiç kuşkusuz sizin yorumlarınız olacaktır.

Pembe: İyileştirici mizah anlayışı, aşağılamadan, suiisti­malden korunma, kararsızlık.


Turuncu: İkinci çakra, duygular, kaslar, öfke, duyarlılık, şifa.

Sarı: Üçüncü çakra, akıl, bağışıklık ve korunma, sabırsız­lık, korku.

Yeşil: Dördüncü çakra, el çakraları, sevgi, değişim, şifa, hayal kırıklığı, kayıp.

Mavi: Beşinci çakra, iletişim, spirituel bilgelik, yas tutma, ayrılık.

Mor/çivit mavisi: Altmcı çakra, spirituel kudret, tele­pati, haksızlığa uğrama, kurban edilme.

Menekşe moru: Yedinci çakra, spirituel kesinlik, ser­best bırakma, dinsel karmaşa.

Kahverengi: Ayak çakraları, yeryüzü enerjisi, toprağa bağlılık, geçmiş olaylar.

Siyah: Son, ölüm, yeniden doğuş, erteleme.

Beyaz: Manevi rehber mevcudiyeti, saflık, şok, silme.

Gümüş: Manevi dünya bilgisi, toprağa bağlı olmama, be­lirsizlik.

Altın: Sekizinci çakra, şifa, nötr olma, peygamberlik ener­jisi, dönüştürücü hastalık.




AURANIN BOYU :

Fazla Küçük Aura:
Çepeçevre incecik bir aura sınırı (beden­den yarım metreden daha kısa mesafede olan bütün boylar) des­tekleyici olmayan; hatta hayati tehlike taşıyan bir çevreye karşı tepkiyi işaret eder. Şayet görünmez auranız hayatınızda ya da ilişkilerinizde gereksinimi olan boyutta bir alanı  kaplayamıyorsa, gelişmeniz ve tekamül etmeniz için gereken özgürlüğe sahip olmadığınız çok açıktır.

Çoğu durumda tehditkar bir çevrede yaşamayı aslmda bilinç­siz bir şekilde biz seçeriz. Bunun iki nedeni vardır; birincisi, çevremizdeki insanlar ilerlememize engel olurlar ve biz de bu sayede gelişip değişmenin korkusuyla yüzleşmek zorunda kal­mayız. İkincisi de, farkındahğımızı olması gerekenden daha kü­çük bir alan içinde hapsederler ve biz de bu sayede zamanımızın büyük bölümünü bedenimizde ya da bedenimizin yakınında ge­çiririz. Ama artık bedenimizin içinde kalmayı öğrendiğimize göre amalarımızı daha fazla kısıtlamamıza ya da sıkıştırmamıza da gerek kalmayacak.

Bilincinizin neresinde olduğunuz önemli değildir, auranızın bilincinizin sağlıklı bir yerinde olmaya ihtiyacı vardır ve sizin de auranızı gereksindiği alana taşıyacak bir çevrede olmaya ih­tiyacınız vardır. Eğer auranız kısıtlandırılmış durumdaysa, onu genişletme çalışmalarınız daha şimdiden mevcut tehditkar çev­renizde birtakım sıkıntılara yol açmaya başlamıştır bile.

Eğer normalden daha küçük bir auranız varsa kendinize bak­manız ve sık sık sözleşmelerinizi yakmanız gerekir. Kendinize ve auranıza daha fazla özgürlük sağlayacak bir çevreye geçin. Kolay olmadığını biliyorum. Bu kesinlikle hayatidir.

Fazla Geniş Aura:
Sınırları bütün odayı kaplayan bir aura can sıkıntısını ya da madde bağımlılığını işaret eder. Bana yeniden madde bağımlılığı nutkumu attırmayın. Enerjinizi toplaym, ta­mam mı? Devasa boyutlarda bir aura (bedenden bir metreden da­ha uzak mesafede olan bütün boylar) inanılmaz büyüklükte spiri­tuel ve fiziksel enerjinin boşa harcanmakta olduğunun gösterge­sidir. Devasa boyutlarda aurası olanlar genellikle bedenlerinin dı-şındadırlar çünkü büyük olasılıkla yapacak bir şeyleri yoktur.

Eğer amaçsızca ortalarda dolanmak istiyorsanız ve hayatını­zın anlamını aramaya niyetiniz yoksa devasa auranızı olması ge­rektiği sınırlara çekmek size çok rahatsızlık verebilir. Auranız ve enerjiniz olması gerektiği boyutlara geri döndüğünde kendi­nizi kısıtlanmış ve sandığınızdan daha dar olan hayat yolunda kararlar almak zorunda bulursunuz. Korku böyle düşünmeyi ge­rektirir. Bu korkular için bir renk seçin ve duygusal enerjilerini­zi sizi neden korumaya çalıştıklarını görmek için kanalize edin; sonra da size vermek istedikleri mesajları dinleyin.

Karla  McLaren








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder