Gökten Gelen Işıktan, Yeryüzündeki ve Yeraltındaki Işıklara Selam Olsun..

7 Nisan 2016 Perşembe

Kozmik Enerji Hakkında




Kozmik Enerji Şifası nasıl çalışır

Kozmik Enerji, “kanal” olarak adlandırılan kozmik bilgileri kullanarak kişinin fiziksel, duygusal ve spiritüel gelişiminin şifalanmasına dayanan eşsiz bir yöntemdir. Kanallar (frekanslar) tarih boyunca şifacılar tarafından geniş ölçüde kullanılmış, günümüz araştırmaları sayesinde ise bu bilgiyi edinmek isteyen herkes bu kadim bilgiye ulaşabilir hale gelmiştir.
Kozmik enerji yönteminin tarihini araştırdığımızda 1918’de Ekim Devrimi sonrasında Sovyetler Birliği’nin St.Petersburg kentinde açılan enstitüde Alexander Barchenko başkanlığında kadim bilgilerin araştırılması için kurulan bir laboratuvara ulaşırız. Barchenko Tibet, Hindistan, Afganistan ve dünyanın çeşitli köşelerine keşif gezileri düzenledi ve 1938’de bu enstitü kapatılana kadar 20 yıl boyunca en etkin spiritüel uygulamaları araştırdı. Araştırmalarda elde edilen tüm bilgilere el konuldu ve sonraki çalışmalar KGB’nin gizli laboratuvarlarında sürdürüldü. Bu çalışmalarda elde edilen bilgiler modern kozmik enerji yönteminin temelini oluşturdu. 1991’de SSCB’nin çöküşünün ardından KGB de ortadan kalktı. Kozmik Enerji ile ilgili bilgiler de eskiden SSCB’nin bir parçası olan Özbekistan’da yaşayan KGB yetkilileri tarafından dışarı sızdırıldı. Vladimir Petrov Kozmik Enerji yöntemini öğrenen ve öğreten ilk sivil vatandaş oldu.
Petrov’un araştırmalarına göre ilk kanallar bundan 400 yıl önce Hintli yogiler tarafından bir toplu meditasyon sırasında keşfedilmiştir. Diğer kanallar da zaman içinde benzer yolla ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra 2001’de, Petrov’un Kozmik enerji kanallarını sekiz yıl boyunca uygulamasının ardından, Petrov’un öğrencilerinden Dr.Emil Bagirov modern bilim açısından açıklanamayan birçok faktöre rağmen kozmik enerji kanallarının insan bedeni üzerindeki onarıcı ve güçlendirici etkilerini ispatlamak üzere bilimsel araştırmalara başladı. 2009 yılının Mart ayında Dr.Bagirov Uluslararası Klasik Kozmik Enerji Federasyonu’nu kurdu ve daha sonra bu federasyon 2009’un Aralık ayından Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanındı. Laboratuvar ortamında yapılan araştırmalar ile klinik çalışmalar sonrasında Dr.Bagirov birçok bilimsel makale kaleme almanın yanı sıra kozmik enerji kanallarının kullanımına dair sekiz adet de patent aldı. Kozmik Enerji Metodu Rus Geleneksel Tıp Merkezi ve Rusya Profesyonel Şifacılar Birliği tarafından tanındı. Bu metodun etkileri yapılan çalışmalar ve hastaların sayısız geribildirimleri vasıtasıyla teyit edildi.
Kanallar ve insanlar arasındaki etkileşim prensibini anlamak için önce şu üç bileşenden söz edelim: fiziksel bileşen, enerji bileşeni ve bilgi bileşeni. Bunu anlamak için bir bilgisayarı ele alalım. Her bilgisayar işlemci ve araçları gibi fiziksel bir ekipmana sahiptir. Bilgisayarın çalışmasını sağlayan elektrik ise bilgisayarın enerji bileşenidir. Bütün bilgisayar süreçlerinin yönetimi fiziksel olarak var olmayan program paketleri ile yürütülür. Bir bilgisayar programının kütlesi yoktur; program herhangi bir aygıta yazıldığında veya aygıttan silindiğinde bu aygıtın kütlesinde bir değişiklik olmaz. Program paketleri de bilgisayarın bilgi bileşenleridir. Her bir bilgisayar programı bir tür bilgidir çünkü deyim yerindeyse bir program belli bir sürecin nasıl çalışacağını bilir. Evren de aynı bileşenlerden meydana gelmiştir. İlk olarak fiziksel bileşen yıldızlar, gezegenler ve nebulalardan oluşur. İkinci olarak, enerji bileşeni ışık, elektromanyetik enerji ve enerji alanlarıdır. Üçüncü olarak da bilgi bileşeni görülmez, soyut ve doğal bilgi bileşenidir ve bu bileşen evrendeki süreçlerin tamamını yönetir. NASA tarafından yapılan son araştırmalar evrenin %74’ünün karanlık enerjiden, %22’si karanlık maddeden, %3.6’sı galaksiler arası gazlardan ve yalnızca %0.4’ü yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimlerinden oluştuğunu ileri sürer. Dolayısıyla evrenin %96’lık bir bölümü hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz bir bölüm. Dr.Bagirov’a göre, evrenin bu keşfedilmemiş kısmı kadim uygarlıklar tarafından “spiritüel dünya” olarak bilinmekteydi. Veda’larda evrenin 33milyon tanrı tarafından yönetildiği anlatılır ki bunlar bilim tarafından henüz keşfedilmemiş zeki güçlerdir. Evrenin bu bilinmeyen yanını her yerde mevcut olan ve çeşitli evrensel süreçleri yönetmekte olan program paketleri içeren internet ile karşılaştırabiliriz.
Son olarak, insanlar da üç bileşenden oluşur. Fiziksel bir bedenimiz vardır, enerji düzeyinde ise biyokimyasal enerjimiz yani auramız, eterik, astral ve mental bedenlerimiz, bilgi bileşeni olarak ise çakra adı verilen yalnızca düşünme sürecimizi değil tüm sinir sistemini de etkileyen hayati program paketlerimiz vardır. Çakralar, omurganın çeşitli bölgeleri ile baş bölgesi ile ilintili bilgi merkezleridir. Bu merkezler evrenin bilgi bileşeni ile sürekli bir etkileşim içindedir. Çakralar aynı zamanda kozmik enerji kanalları dediğimiz kanallarla da temasa geçebilir. Kozmik enerji kanalları soyut tabiata ait nesnelerdir ve uygulayıcı ile danışan arasındaki mesafeden bağımsız olarak insan bedeni üzerinde iyileştirici etkilere sahiplerdir. Bir şifa seansı sırasında kanallar ile insanlar arasındaki etkileşim kanallara inisiye olan uygulayıcılar rehberliğinde çalışır. Tıpkı internete girip bir sitenin adını yazarak o siteye girdiğimiz gibi Kozmik enerji terapisti de belirli kodlar vasıtasıyla kanallara bağlanır.