Gökten Gelen Işıktan, Yeryüzündeki ve Yeraltındaki Işıklara Selam Olsun..

24 Aralık 2014 Çarşamba

Dünyamız Hakkında İlginç Bilgiler ..

Güneş Sistemi’nin 8 gezegeninden biri olan Dünya hakkında bilinmeyenbelki milyonlarca, belki de daha fazla şey var. Pek çok bilim insanı ve kaşif Dünya üzerinde çalışmalarına devam ediyor ve her geçen gün dünya hakkında yeni bilgi ve gerçekleri ortaya çıkartıyorlar. Dünya ile ilgili bu bilgilerin içinden en ilginç olanlarını derlemeye çalışmak istedik ve ortaya faydalı ve enteresan bilgilerle dolu uzun bir liste çıktı. İşte dünyamız hakkındaki ilginç ve enteresan bilgiler!

-Dünya, bir bowling topundan bile daha pürüzsüzdür. Bowling topunun üzerindeki, hissedilemeyen pürüzlerin aksine, en yüksek dağ ile en derin okyanus bile Dünya yüzeyinin kalınlığının sadece 5.000′de 1′ini oluşturur.

-Her gün, uzayda yarattığımız uydu çöplüğünden ortalama olarak 1 parça Dünya’ya geri düşmektedir.

-Her gün uzaydan Dünya’ya 100 ton ağırlığında meteorit tozu düşmektedir.

-Ozon deliği küçülmektedir. 2012 senesinde deliğin büyüklüğü, son 10 senedeki tüm değerlerden daha küçüktü.

-Eğer fabrikalara uygulanan CO2 salınımı ücretlendirmesi üzerinden hesap yapılacak olursa, atmosferin parasal değeri 4.300.000.000.000.000 Sterlin olacaktır. Atmosferdeki her metreküp başına 1.3 CO2 molekülü düşer.

-Dünya’da üretilen en pahalı yapı, yapımı için 150 milyar dolar harcanmış olan Uluslararası Uzay İstasyonu’dur.

-Dünya üzerinde keşfedilmiş en dayanıklı canlı olan Tardigrad, vakumlu uzay ortamında 10 gün hayatta kalabilmektedir.

-Çin’deki hava kirliliği uzaydan görülmektedir ancak Çin Seddi, uzaydan görülemez.

-Bir günde tam olarak 24 saat yoktur. Doğrusu, 23 saat 56 dakika 4 saniyedir.

-Günümüzde, an itibariyle Dünya etrafında 22.000 adet uydu dolanmaktadır. Bunların sadece %5′i çalışmaktadır, %8′inin yakıtı bitmiştir, %87′si ise bozuktur/çalışmamaktadır.

-Dünya’ya düşen en büyük meteor, krater oluşturmamıştır. Meteor, yapısı itibariyle köşeli ve kenarları düz olduğu için, muhtemelen bir taşın suda sekmesi gibi yüzeyde sekmiş ve durmuştur.

-Armstrong Limiti olarak bilinen yükseklik limiti yerden 19 kilometredir. Bu limitten sonra astronot kıyafeti giymek gerekmektedir. Eğer giyilmeyecek olursa, vücuttaki su, vücut sıcaklığında kaynamaya başlayacaktır.

-Dünya’daki suların %97′si tuzlu, %3′ü tatlı sudur.

-Antarktika’daki toplam buz miktarı, Atlas Okyanusu’ndaki su miktarına eşittir.

-Bir Litre okyanus suyu içerisinde, 1 gram altının 13 milyarda biri kadar altın elementi bulunur.

-Dünyaya her saniye 50 ila 100 şimşek düşer.

-Denizlerdeki atıkların %90′ı plastiklerdir.

-Okyanuslarda ortalama 1.000.000 adet tür yaşadığı düşünülmektedir. Üstelik tüm okyanus türlerinin sadece%33′ünün keşfedildiği düşünülmektedir.

-Dünya üzerindeki tüm volkanik aktivitelerin, %90′ı okyanus tabanlarında gerçekleşmektedir.

-Dünya’nın en derin noktası olan Mariana Çukuru, okyanus yüzeyinin yaklaşık 11 kilometre dibindedir.

-Dünya, Güneş Sistemi içerisinde levha tektoniğine sahip tek gezegendir. Ancak eğer levha hareketi olmasaydı, karbon tüketilip yenilenemezdi ve Dünya, tıpkı Venüs gibi aşırı ısınırdı.

-Nadir elementler olarak bilinen kimyasallar, sanıldığı kadar ‘nadir’ değildirler. Lutetyum elementi Dünya kabuğunda altından 200 kat daha fazla bulunur. Ki bu, nadir elementler arasında en seyrek bulunanıdır.

-Dünya’daki altının %99′u, çekirdeği içerisinde bulunur. Öyle ki, Dünya’nın çevresini 45 santimetre kalınlığında sarabilecek kadar altın vardır.

-Dünya’nın çekirdek kısmı 5500 santigrat derece sıcaklıktadır. Bu sıcaklık, Güneş’in yüzey sıcaklığına hemen hemen eşittir.

-Dünya’nın kalbi olarak sayabileceğimiz çekirdek, 2500 kilometre çapa sahip bir demir küredir. Akkor olacak düzeyde sıcak olmasına rağmen, çekirdek üzerindeki basınç o kadar fazladır ki, demir bu sıcaklıkta eriyemez.

-Dünya’nın en büyük kristalleri, 55 ton ağırlığındadır. Bu kristaller, Meksika’nın altındaki Naica gümüş madenlerinde yatmaktadır.

-Dünya üzerinde açılan en derin delik, Sakharin-1 kuyusudur ve 12.4 kilometre derinliğe inmiştir. Dünya’nın yüzeyinden merkezine olan uzaklık (yarıçapı) ise 6371 kilometredir.

-Dünya’nın en derin noktasında (karada) yaşayan bakteriler, yüzeyin 2.8 kilometre altında bulunmuştur. Bu bakteriler hayatta kalabilmek için uranyumdan yayılan radyoaktiviteyi kullanarak suyu kullanılabilir enerjiye dönüştürecek bir metot geliştirmiştir.

-Amazon Nehri’nin yaklaşık olarak tam altında, yer yüzeyinden 4 kilometre derinlikte, Rio Hamza Nehri adı verilen bir su akmaktadır. Bazı noktalarda 400 kilometre kadar genişliğe ulaşabilen bu nehir, toprağın içerisinde saatte sadece 1 milimetre akabilmektedir.

-Her yıl, Sahra Çölü’nden Amazon Ormanları’na 40 milyon ton ağırlığında, besince zengin kum taneleri uçmaktadır.

-Türkmenistan’da bulunan Cehennem Kapısı isimli çukur, yer altında sıkışmış gazın, düzgün bir krater içerisinde alev almasından ötürü, 40 yıldan uzun bir süredir, durmaksızın yanmaktadır.

-Dünyada şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık, 1922 yılında Libya’nın El Azizia ilinde kaydedilen 57.8 santigrat derece sıcaklıktır.

-Dünyada şimdiye kadar kaydedilen en soğuk gün, Antarktika’daki Vostok İstasyonu’nda kaydedilmiştir ve -89.2 santigrat derecedir.

-Dünya üzerindeki ilk canlılık örneklerine günümüzden 3.5 milyar yıl öncesine ait tabakalarda, Avusturalya’darastlanmaktadır. Bu o kadar uzun bir süredir ki, o dönemde atmosferde oksijen bile bulunmamaktadır.

-Dünya’nın en kurak bölgesi olarak bilinen Antarktika’nın Kuru Vadi bölgesine son 2.000.000 yıldır hiç yağış düşmemiştir.

-Bugüne kadar gezegenimizde 106.000.000.000 insan yaşamıştır. 2050 yılına ulaştığımızda Dünya’da 9.200.000.000 insan olacağı tahmin edilmektedir.

-Dünya’nın yaşı yaklaşık olarak 5 milyar yıl olarak hesaplanırken, Dünya’daki yaşam yalnız son 150 – 200 milyon yılda vardır. Yani ‘yaşam’, Dünya hayatının yalnız 5% – 10%’u kadardır.

-Dünya’nın en büyük çölü Sahara, 9 000 000 km2′siyle neredeyse ABD büyüklüğündedir.

-Güneş ışınları (ışık fotonu) Dünya’ya 8 dakika 3 saniye içinde ulaşmaktadır.

-Dünya’nın en büyük şelalesi, 979 metresiyle Venezuella’daki Angel Şelalesidir.

-Asya kıtası Dünya kuru alanının %30′unu kaplamaktadır ve Dünya nüfusunun 60%’ını barındırmaktadır.

-Dünyanın en geniş alana yayılmış kenti 25.427 km2 ile Avustralya’nın Mt.Isa Queensland kentidir.

-Dünyanın en çok ülke ile sınır komşusu olan ülke Çin’dir. Çimin komşu ülke sayısı ise 15 dir.

-Dünyanın en yüksek yerleşim birimi deniz seviyesinden 5.090 m. yukarıda olan Çin’in Webzhuan bölgesidir.

-Dünyada en çok can kaybına yol açan Cyclone adlı kasırga Bangladeş’te 1991 yılında gerçekleşmiştir ve 200.000 kişinin ölümüne neden olmuştur.

Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi paylaşımıdır

22 Aralık 2014 Pazartesi

Farkındalıklı İnsan Hangi Özellklere Sahiptir.





Farkındalıklı İNSAN

1- Bu insanlar, yaşamın her yönünü severler, şikâyet etmekle ya da olayların daha değişik olmasını istemekle vakit kaybetmezler.
2- Bağımsızlıklarına çok düşkündürler. Aileye güçlü bir sevgi ve bağlılık duymalarına rağmen,ilişkilerinde bağımsız olmaya... özen gösterirler.
3- Sevgi anlayışları, sevdiklerine hiçbir değeri zorla kabul ettirmemeyi gerektirir.
4- Onay aramak gereksinimleri yoktur. Övgü ve ödül talep etmezler.
5- Çok açık ve dürüst konuşurlar, çünkü vermek istedikleri mesajları,başkalarını memnun etmek için dikkatli sözcükler arkasına gizlemezler.
6- Gülmeyi ve başkalarını güldürmeyi iyi bilirler.
7- Kendilerini şikâyet etmeden kabullenirler. Fiziksel benliklerini,sahteliklerle gizlemezler.
8- Doğal yaşamı takdir ederler. Başkalarına eğlenceli gelmeyen şeylerden zevk alma yetenekleri vardır. Gün batımını izlemek, ya da kırlarda küçük bir gezinti yapabilmek, doğum yapan bir kediyi izlemek onlar için mükemmel bir şeydir ve şükran duyarlar.
9- Başka insanları çok iyi anlarlar ve asla şaşırıp şok olmazlar.
10- Gereksiz kavgalarda asla taraf olmazlar.
11- Hastalık hastası değildirler.
12- Dürüsttürler, asla yalan söylemezler, olayları çarpıtmazlar.
13- İnsanlar hakkında konuşmaz, insanlarla konuşurlar.
14- Verimli yaşamaya bakarlar. Organizasyon nevrozundan bağımsız oldukları için yaratıcıdırlar.
15- Bu insanların müthiş bir enerjileri vardır. Enerjileri doğaüstü değildir, yalnızca yaşamı ve yaşamdaki aktiviteleri sevmelerinin birsonucudur.
16- Şiddetli bir merak duygusuna sahiptirler. Hep araştırır, yaşamlarının her anını kavramak isterler. Her insan, her varlık ve her olay, daha çok öğrenmek için bir fırsattır.
17- Başarısız olmaktan korkmazlar, hatta onu sevinçle kabul ederler. Bu insanlar, kendilerine zarar verecek duyguları yok etme ve kendilerine verdikleri değeri artıracak olanları doya doya yaşama yeteneğine sahiptirler.
18- Bu mutlu insanlar,asla kendilerini savunma gereksinimi duymazlar.Basitçe 'her şey yolunda, biz yalnızca farklıyız. Anlaşmak zorunda değiliz'derler. Bir tartışmayı, kazanma ve karşısındakini konumunun yanlışlığına ikna etme gereksinimi duymadan, burada keserler.
19- Değerleri dar değildir. Kendilerini tüm insan ırkının bir parçası olarak görürler. Daha çok düşman öldürmekten sevinç duymazlar.
20- Kahramanları ya da putlaştırdıkları insanları yoktur. Herkesi insan olarak görür ve hiç kimseyi kendilerinden önemli konuma getirmezler.
21- Başkalarının yeteneksizliği nedeni ile kazanmak yerine, zaferi kendi çabaları ile elde etmeyi yeğlerler.
22- Komşularının ne yaptığını fark etmezler, çünkü var olmakla meşguldürler.
23- En önemlisi bu insanlar 'KENDİLERİNİ SEVERLER'. Kendilerine acımak,kendilerini reddetmek, kendilerine öfkelenmek için zamanları yoktur. Elbette sorunları vardır, ama sorunların onları duygusal paralizasyona götürmesine izin vermezler. Tökezleyip düştüklerinde, tekrar ayağa kalkar ve sızlanmadan yaşamaya devam ederler.
24- Hatalı alanlardan ARINMIŞ insanlar, mutluluğu kovalamazlar, sadece yaşarlar ve mutluluk onları bulur. Gerçekten nadir bulunan insanlardır,onlar için her gün mükemmeldir...

Dr. Wayne W. Dyer

10 Aralık 2014 Çarşamba

Olumsuz Düşünceleri Değiştir..Hayatın Değişsin



Olumsuz (Zehirli) Düşünceleri Dönüştürmenin On Yolu

Öfkenin veya korkunun bir odanın havasını elektriklendirebilme tarzını hissetmişseniz, Sandra Ingerman’ın “zehirli düşünceler” sözüyle neyi kastettiğini anlayacaksınız. Bir aile terapisti ve şaman olan yazar, düşüncelerimizin ve duygularımızın zihinsel ve fiziksel esenliğimizi etkileyen görünmeyen ama hissedilir bir enerji yaydığına inanıyor.How to Heal Toxic Thoughts: Simple Tools for Personal Transformation (Zehirli Düşüncelere Şifa Vermek: Kişisel Dönüşüm için Sade Araçlar) adlı kitabında “psişik yumruklar”ın fiziksel şiddet kadar gerçek olduğunu yazıyor.

Bu makalede, kendinizi negatif düşüncelerden korumak ve pozitif enerji yaymayı öğrenmek için Sandra Ingerman’ın önerdiği on basit yolu okuyacaksınız:

Bir gece, etkileyici bir rüya gördüm. Çalışma arkadaşlarımdan oluşan bir grupta, bir su soğutucusunun etrafında ayakta durmaktaydım. Aramızdaki konuşmalar samimiydi ama çalışanlardan bazısının diğerlerine psişik/görünmez “yumruklar” attıklarını fark ettim. Yumruk yiyen kişiye “İyi misin?” diyor ve diğerine dönüp “Ne yaptığını gördün mü?” diye soruyordum. İnsanların davranışları bakımından böyle bilinçsiz olması beni şoke etmişti.

Rüyam, görünmeyen etkileşimlerin gücünü göstermişti. İnsanların nasıl davrandıklarını gözlemlediğimizde herhangi bir düşmanlık yok gibi görünebilir. Bizi dinlemekte olan kişinin yüzünde bir gülümseme görebiliriz. Ama görünmeyen düzeyde neler olmaktadır? Konuşmamız veya mevcudiyetimiz aracılığıyla karşımızdaki kişide hangi hisleri tetiklemekteyiz?

Ruh dediğimiz görünmeyen bir boyuta; “tenimizin ötesindeki asıl kimliğimiz” dediğim bir unsura sahibiz. Bu yanımızı göremeyiz ama beden ve zihin ile birlikte bu yan bütün varlığımızı oluşturmaktadır. Fiziksel dünyada başkalarıyla ne zaman etkileşime geçsek, görünmeyen bir enerji alışverişi de gerçekleşir.

Başkalarının davranışlarını tarif etmek için kullandığımız bazı yaygın ifadelerden bazıları:

Çok buyurgan.
Kişisel alanımı işgal ediyor.
Adeta dayak yedim.
Düşünce tekmelenmiş.
Sırtımdan bıçakladı.
Bakışları hançer gibiydi.
Tavrıyla grubu adeta esir aldı.
Oda, patlamaya hazır bir enerjiyle doldu.
Bir öneride bulunayım dedim, vuruldum.

Şiddet enerjisi görünmeyen, psişik düzeyde eyleme geçer ama hem fiziksel sağlığı ve hem de psikolojik esenliğimize etki yapar. Enerji, somuttur. Negatif enerjiyle dolu bir ortamda yaşadığımızda veya çalıştığımızda kendimizi ya fiziksel veya psikolojik düzeyde iyi hissetmeyiz.

Yerli kültürlerin hepsi, öfke gibi negatif bir enerjiyi yollamak ile bunu yalnızca ifade etmek arasındaki farkı anlamaktadırlar. Biri öfkesini “zehirli ok” gibi yollamaksızın ifade ederse o kişi öfke hissini tanıyıp kabul etmektedir; bu durumda, öfkenin bir başkasına zarar verebilecek hiçbir kuvveti veya hareketi yoktur. Olanları yalnızca görünür düzeyde tanıyıp kabullendiğimiz kültürümüzde, farkındalığın bu diğer düzeyini inkar etmekte ve bu nedenle, sebep olduğumuz hasarı fark etmeksizin, bilinçsizce “zehirli oklar” atmaktayız.

Duygular taşımanın ve duyguları ifade etmenin insanlık halinin bir parçası olduğunu anlamamız önemlidir. Yürütülen araştırmalardan biliyoruz ki duygularımızı ifade etmediğimizde hastalıklar oluşabilmektedir.

Ruhsal öğretiler, dış dünyamızın; bilincimizin iç durumunun bir yansıması olduğunu, binlerce yıldır öğretmekteler.

Çevre kirliliğine ve günümüzde dünyanın durumuna baktığımızda, içsel dünyamızın bir yansımasını görmekteyiz. Dünyayı değiştirmek istiyorsak kendimizi değiştirme niyetimize odaklanmamız gerekir.

Ruhsal uygulamalar ile çevreyi iyileştirmek ve dünyaya barış getirmek için yapılan dışsal çalışmalar arasında bir köprü oluşturmamızın zamanıdır.

Ruhsal öğretilerin hepsi, fiziksel düzeyde tezahür etmeden önce her şeyin ruhsal düzeyde tezahür ettiğini öğretmektedir. Ruhsal uygulamaları yaşamlarımıza sokmakla, kişisel ve gezegensel değişimi yaratma gücüne hepimizin sahip olabiliriz.

Dünyada nasıl biri olduğunuzu dönüştürmek yoluyla barışın gerçek ifadesi olabilmeniz mümkün. İşte, bunu yapmanın 10 basit yolu:

Kalbinizden Nefes Alıp Verin
Nefes alıp vermek, enerjiyi dönüştürmenin en basit yollarından biridir. Bu alıştırmayı, gün boyunca yapabilirsiniz: Ellerinizi kalbinizin üstüne koyun ve nefes alıp verirken kalbinizin hareketini hissedin. Bu, sakinleştiricidir ve dünyaya sevgi, huzur ve uyum enerjisi yollar.

Aynaya Bakın
Mücadele gerektiren bir duruma tepki vermeden önce bir aynadaki yansımanıza bakarak duygu ayarı yapın. Hiç kimse kendini zehirli bir tarzda hareket ederken görmek istemez. Size aptalca gelebilir ama bu düşüncenin sizi durdurmasına izin vermeyin. Kendimizi fazla ciddiye almak, negatif düşüncenin nedenlerinden biridir.

İfade Edin; Yollamayın
Stres, daha sonra pişman olabileceğimiz tarzda davranmamıza yol açabilir. Sorunlu duygulara sahip olmak normaldir ve hislerinizi tanıyıp kabullenmek önemlidir. Yalnızca enerjiyi kendinize, başkalarına ve dünyaya bir “zehirli ok” gibi göndermemeye dikkat ediniz.

Sevdiğiniz Birinin Yüzünü Düşünün
Duygularınızın ardındaki enerji tüm canlılara yayılır. Duygularınızın ardındaki enerji tüm canlı varlıklara yayılır. Sizin için sorunlu olan duyguları tetikleyen biriyle karşılaştıysanız, sevdiğiniz birini düşünün ve, size meydan okuyan kişinin siması yerine sevdiğiniz kişinin simasını koymaya çalışın. Örneğin, bir küçük yavru kedinin siması veya sevdiğiniz bir çiçeğin imgesi ile de çalışabilirsiniz.

Sözlerinize Dikkat Edin
Düşünceleriniz ve duygularınız gibi sözleriniz de içinde yaşadığımız dünyayı ve deneyimlerinizi değiştirme gücüne sahiptir. Bu, yüksek sesle başkalarına söylediğiniz sözler kadar sessizce kendinize söyledikleriniz için de geçerlidir. Kendinize iyi bir insan olmadığınızı söylemekteyseniz bu gerçekliği tezahür ettirmeye başlarsınız. Zihninizi olumlu sözcüklerle doldurun ki hayatınız da olumlu yönde açılıp genişlesin. “Abrakadabra” kelimesi, Arami dilinde “Konuştuğum üzere yaratacağım” anlamına gelen “Abraq ad habra” cümlesidir. Çocukken, ne anlama geldiğini bilmeksizin, kimbilir ne kadar sık söylemişizdir bu cümleyi.

Başkalarında Tanrısallığı Görün
Istırap çektiğini algıladığınız kişilere acımayınız; bu, onları yalnızca daha da derin bir ıstıraba sevk eder. İnsanları kendi ilahi ışıkları ve kusursuzlukları içinde gördüğünüzde, zorluklarıyla başa çıkmak için ihtiyaçları olan kuvveti onlara vermeye yardımcı olursunuz. Algılamanın gerçekliğinizi yarattığını unutmayın.

Doğayla Bağlantı Kurun
Bizler doğanın birer parçasıyız. Stres durumunda olduğumuzda doğanın temel unsurlarından –toprak, hava, su ve ateş (güneşteki gibi)– beslenmemiz kesilir ve gerçekten hastalanabiliriz. Doğa, en büyük şifacıdır. Sık sık zaman yaratıp doğal dünya ile bağlantıya geçin.

Suyla İyileşin
Suyun yaşam gücü acılarınızı yıkayıp götürebilir ve en basit faaliyetlerin bile şifa verici bir etkisi vardır. Ellerinizi yıkarken, duş alırken veya yağmur altında ıslanırken negatif enerjinin sizden uzaklaştığını ve ışığa dönüştüğünü imgeleyin.

Kendinizi Işıkla Koruyun
Birinin size psişik açıdan saldırdığını veya enerjetik açıdan düşmanca davrandığını hissederseniz, etrafınızı saran koruyucu bir ışık imgeleyin. Bazıları bunu beyaz bir enerji alanı olarak düşünmektedir; ben ise şeffaf ve mavi bir yumurtanın içinde olmak şeklinde imgeliyorum. Size uygun rengi bulmaya çalışın. Bu sizi, size doğru yollanan zararlı enerjilerden koruyacaktır.

Sevgiyle Yanıt Verin
Başkalarından gelen negatif ve zehirli enerjilerin alıcısı olmanız gerekmez. Sevgiyle almak istemediğiniz enerjiyi geri çevirebilirsiniz. Sevgiyle yanıt vermek ise bir saldırı pozisyonu almanızı ve daha çok negatif enerji yaratmanızı önleyecektir. Şifa veren tek şey sevgidir.



Sandra Ingerman